Alice Harikalar Diyarında
Bir gün, küçük Alice, ablasının yanında otururken bir beyaz tavşan gördü. Tavşan bir an durakladı, saatine baktı ve endişeyle, “Geç kalıyorum!” diye mırıldandı. Merakla peşine takılan Alice, tavşanı takip ederek derin bir tavşan deliğine düştü.
Alice, büyülü bir dünyaya indiğinde kendini buldu. Burası Harikalar Diyarı’ydı, ve burada mantarlar dev gibi, çiçekler konuşuyordu. Alice, bir kapının önüne geldi ama kapı çok küçüktü. Şişeden bir yudum aldı ve aniden küçüldü. Kapıdan geçtiğinde karşısına bilge bir kedi çıktı, Cheshire Kedisi. Kedinin geniş bir gülümsemesi vardı ve ona “Yolculuğun daha yeni başladı,” dedi.
Alice, devam ettikçe çılgın bir çay partisine davet edildi. Masanın başında delinin teki ve martı vardı. Sürekli olarak saatlerine bakıyor ve “Çay zamanı!” diye haykırıyorlardı. Alice, büyük bir şaşkınlık içinde buradaki absürtlükleri izledi.
Sonunda, Alice Kraliçe’nin bahçesine geldi. Kraliçe, devasa kart destesi askerlerinin komutasındaydı ve “Kafasını kesin!” diye bağırarak Alice’i tehdit etti. Ama Alice, bu dünyadaki tüm tuhaflıkların bir rüya olduğunu fark etti.
Bir anda uyandı ve ablasının yanında çimenlere uzanmış buldu kendini. Harikalar Diyarı’ndan döndüğünde yaşadığı tüm maceralar, sadece bir düş olduğunu düşündü. Fakat cebinde bulduğu minik anahtar, her şeyin gerçek olabileceğine dair ona bir ipucu bıraktı.
Yorum gönder