Keloğlan ve Devler Ülkesi

Bir zamanlar, yoksul ama dürüst ve zeki bir çocuk olan Keloğlan yaşarmış. Keloğlan, köyünde annesiyle birlikte küçük bir kulübede otururmuş. Günlerini annesine yardım ederek, tarlalarda çalışarak ve hayaller kurarak geçirirmiş. Bir gün, Keloğlan’ın köyüne bir haberci gelmiş ve köylülerin dikkatini çekmiş.

Haberci, köyün yakınlarındaki Devler Ülkesi’nin, köyden haraç almak istediğini söylemiş. Eğer köylüler yeterli miktarda haraç veremezlerse, devler köylerini yakıp yıkacaklarmış. Köylüler büyük bir korku ve endişe içinde kalmışlar. Keloğlan, bu durumu duyunca hemen harekete geçmeye karar vermiş.

Keloğlan, cesaretini toplayarak Devler Ülkesi’ne gitmeye karar vermiş. Annesi, Keloğlan’ı durdurmaya çalışmış, ama Keloğlan “Anneciğim, köyümüzü kurtarmak için bu yolculuğa çıkmam gerekiyor. Merak etme, ben bu işi başaracağım,” demiş ve yola koyulmuş.

Uzun bir yolculuktan sonra, Keloğlan Devler Ülkesi’ne ulaşmış. Devlerin büyük ve görkemli sarayını görünce biraz ürpermiş ama cesaretini kaybetmemiş. Sarayın kapısında, devlerin lideri olan Dev Baba ile karşılaşmış. Dev Baba, Keloğlan’a “Ne istiyorsun küçük insan?” diye sormuş.

Keloğlan, köylerinin haraç vermeye gücü olmadığını ve devlerin köyü yakıp yıkmaması için yardım istemeye geldiğini söylemiş. Dev Baba, Keloğlan’ın cesaretinden etkilenmiş ve ona bir teklif sunmuş. “Küçük insan, eğer üç zorlu görevi başarıyla tamamlarsan, köyünüzden haraç almayacağım ve köyünüzü rahatsız etmeyeceğim,” demiş.

Keloğlan, bu teklifi kabul etmiş ve Dev Baba’nın görevlerini yerine getirmeye başlamış. İlk görev, büyük ve tehlikeli bir ejderhayı alt etmekmiş. Keloğlan, cesaretle ejderhanın inine gitmiş ve zekasını kullanarak ejderhayı uyutmuş. Ejderhayı etkisiz hale getiren Keloğlan, birinci görevi başarıyla tamamlamış.

İkinci görev, Devler Ülkesi’nin derinliklerinde saklı olan büyülü bir şifalı otu bulmakmış. Keloğlan, ormanın derinliklerine girip büyülü otu aramaya başlamış. Uzun bir arayıştan sonra, şifalı otu bulmuş ve Dev Baba’ya getirmiş. Dev Baba, Keloğlan’ın bu başarısını takdir etmiş ve üçüncü görevi açıklamış.

Üçüncü ve son görev, devlerin hazinesini koruyan büyük ve zeki bir labirenti geçmekmiş. Keloğlan, cesaretini toplayarak labirente girmiş ve içindeki tuzakları aşarak hazinenin bulunduğu yere ulaşmış. Keloğlan, hazineden hiçbir şey almamış ve sadece devlere olan borcunu ödemek için gerekli olan miktarı alarak geri dönmüş.

Dev Baba, Keloğlan’ın bu büyük başarısını ve dürüstlüğünü görerek onun cesaretini ve zekasını takdir etmiş. “Sen gerçekten cesur ve zeki bir insansın. Köyünüzden haraç almayacağım ve köyünüzü koruyacağım,” demiş. Keloğlan, bu haberle büyük bir sevinç yaşamış ve köyüne geri dönmüş.

Keloğlan, köyüne döndüğünde, köylüler onu büyük bir sevinçle karşılamışlar. Herkes, Keloğlan’ın cesaretini ve zekasını kutlamış. Keloğlan, köyünü kurtardığı için büyük bir gurur duymuş ve annesiyle birlikte mutlu bir yaşam sürmüş.

Ve böylece, Keloğlan’ın Devler Ülkesi’ndeki macerası sona ermiş. Köylüler, Keloğlan’ın hikayesini nesilden nesile anlatmış ve onun cesaretini örnek almışlar. 🌟🦁✨

Yorum gönder